17 Ağustos 2012 Cuma

Birisi askerlik mi dedi?

Askerlik korkusuna nice akademisyenler yetiştiren bir ülkenin vatandaşı olarak, gün gelip atomu parçalayacak dereceye de gelsem bu işten kaçış olmadığını kabul ederek tecilimi bozdurdum.
Bu blogu yazmaya ise askerliğimin 32. gününde karar verdim. maksat benim gibi kısa dönem askerlik yapacak arkadaşlara bu Afrika Savanna'sında nasıl hayatta kalacaklarına dair ip uçları vermek. Aslında ipin başı sonu çok da umurumda değil tamamen zaman geçirmek ve ilerde bu yaşadıklarımı unutmamak için yazıyorum. Ama eminim işinize yarar bişiler mutlaka çıkacaktır.
Öncelikle şahsi tavsiyem askere gelecekseniz üniversiteyi bitirir bitirmez gelmeniz. Ha benim gibi bi umut "br şeylere" bel bağlarsanız (bedelli askerlikti, dünya barışıydı olası bir marslı istilası vs ) ahanda 40 derece sıcakta kıç kadar bir sigara büfesinde benim gibi blog yazmaya başlarsınız.

Askerlik fikrine alıştıktan sonra en önemli safha askere hangi mevsim gideceğiniz hususu.Temmuzun ortasına kadar yorganla yatan biri olarak kışın gelme fikri benim için şehirler arası yolda cırcır olmakla aynı kategoride olduğundan düşünmedim bile ,zira düşeceğiniz yerin iklimine bağlı olarak  -30'larda nöbet tutma ihtimali ve her halükarda sabah 5'te uyanacağınız gerçeği ile harmanlanınca yeni en yakın arkadaşınız zaatüreye "merhaba" diyebilirsiniz. Ama yazın gelmeye karar verirseniz de hayatınızdan bir yaz gitmiş olacak.ve o yazı asla geri alamayacaksınız.Yazlar kıymetlidir...
Bu yüzden artısını eksisini iyi değerlendirip kıçınızın kaç derece soğua ve sıcağa dayanabileceği hususunda düşünün. Yoksa kendinizi benim gibi gizliden gizliye arkadaşlarınızın yaz tatillerinin de bok gibi geçmesini, gıda zehirlenmesi ya da ne biliyim en azından kasık biti kapmalarını umarken bulabilirsiniz.
Her neyse önce teslim oluşumla başlamak istiyorum acemiliğimi zaten evimin olduğu Ankara'da 345.kısa dönem olarak Etimesgut Zırhlı Birlikler'de yaptım. Yani evden çıkıp arabaya binişim öyle ağlayan aileler arkadan dökülen sular şeklinde olmadı zaten 80'ler de çok gerilerde kaldı. Dolaşmaya çıkmışız gibi çıktık yola. Gerçi arada bir aileden gelen acıyan, kaçamak bakışlar yakaladığınızda kendinizi uyutulmaya götürülen bir köpek gibi hissetmiyor değilsiniz. Ama bunlara pek takılmıyorsunuz sonuçta neticeyi değiştiremeyeceğinizden başka telaşlarınız oluyor.
Misal benim o an tek telaşım dinleyebildiğim kadar şarkı dinlemekti. Ancak mesafe kısa dinlenmesi gereken sayısız şarkı vardı. Haliyle biraz ondan biraz bundan derken ortaya Pitbull Feat Güler Duman "R&B lerle Gömün Beni" tadında bişey çıktı. O yüzden a dostlar son şarkınızı iyi seçin benim kişisel tercihim Janis ten Summertime olmuştu.
Biraz da nasıl hissettiğimden bahsedeyim.Askerlik hakkında onlarca hikaye dinlediğimden açıkcası neyden  korkmam gerektiğini bilmiyordum. Çünkü anlatılan her hikaye birbirinden o kadar farklıydı ki en sonunda neyden korkmam gerektiğini bilemediğimden hedef şaşırdım ve hiç bir şeyden korkamadım.
Ha siz illa ki "bişeyden korkmalıyım ben kardeşim rahat edemem ben!" diyorsanız 5.5 ay boyunca giymek zorunda kalacağınız kermit yeşili babaanne donlarından korkabilirsiniz

Aileden ayrılışım düşündüğüm kadar zor olmadı. Gerçi ayrılığın koyup koymadığını düşünecek vaktim de olmadı çünkü içeriye girer girmez kendimi ellerinde kayıt kabul evrakları ve gözlerinde "sıçtık" bakışıyla oradan oraya koşuşturan 650 adet aceminin arasında buluverdim.
Ben saat 3.5 ta teslim oldum ama kayıt işlemleri 12 ye kadar sürdü. O yüzden tavsiyem erkenden teslim olun.Nasılsa kaçışı olmayan bi yoldasınız...
içeriye girdikten ve üst baş aramamızdan sonra sağlık kontrolüyle toplu bir psikoloji teste tabi tutulacağımız hangarımsı bi yere alındık. 7 şerli gruplar halinde üstlerimizde donlarımız kalan kadar soyunduk şöyle bi gözle yapılan taramadan ve ortalıkta dolaşan ayak kokusundan iyice nasiplendikten sonra herhangi bir rahatsızlığımız olup olmadığı soruldu ardından psikoloji testi yapılacak olan yere yöneldil.
Psikoloji testinden aklımda kalan soru "Daha önce hiç kendiniz öldürmeyi düşündünüz mü"ydü. Tadı damağımda kalan soru ise "Şu an kendinizi öldürmeyi düşünüyor musunuz?" oldu Lakin soru o kadar "Bir bardak limonata daha alır mısınız" tadında soruldu ki "Tabi neden olmasın" diyesim geldi. Ama sürü psikolojisi işte çevremdeki herkes" hayır" diyince ben de hayır dedim.iyi mi oldu kötü mü oldu bekleyip görücez...




1 yorum:

  1. darısı başıma diyeyim o zaman, 2 kere tecil bozdurup 2 kere vazgeçtim son kurşunu da sıktım kaçarı yok Ağustos 2013 de bitiyor sıka sıka ! gidicez

    sana şimdiden hayırlı teskereler, kermit yeşili babaanne donu (o.O)

    YanıtlaSil